Berlin’de yaşayan yazar ve ırkçılık karşıtı Kanak Attak hareketinin kurucularından İmran Ayata’nın, gurbetçilerin şarkı ve türkülerinin Almanya’da geniş bir kitleye tanıtılmasında büyük payı var.
Birçok kişi bu şarkılarla, İşgücü Anlaşması’nın 50. yıldönümünde, Münih’te yaşayan sanatçı Bülent Kullukçu ile birlikte hazırladıkları “Songs of Gastarbeiter Vol. 1” derleme albümü vasıtasıyla tanıştı.
Bu sene Vol. 2’nin yayımlanacağının müjdesini verelim, hem de bu kez Yunanistan, İtalya gibi ülkelerden işçi olarak Almanya’ya gidenlerin şarkıları da olacak…
“Misafir İşçi Şarkıları”nın hikâyesini İmran Ayata’nın kendi sözleriyle sizlerle paylaşmaktan mutluyuz.

İngilizce çevirisi Zeynep Beler tarafından yapılmıştır.

“50 Yıllık Sahte Evlilik”

Türkiye-Almanya arasındaki İşgücü Antlaşması’nın ellinci yılı kutlamaları için Berlin’deki Ballhaus Naunynstrasse Tiyatrosu, Türkiye-Almanya ilişkilerini konu eden bir festival hazırlıyordu. “50 Jahre Scheinehe” diye çok iyi bir ismi vardı programın, “50 Yıllık Sahte Evlilik”. Festival bürosundaki arkadaşlar müziğe ilgimi bildiklerinden, festivalin müzik bölümünden sorumlu olmamı rica ettiler.
O dönem bir gazetede Bülent Kullukçu’yla yapılmış bir söyleşi okudum. Bülent orada “gastarbeiter” (misafir işçi) müzikleri topladığını anlatmış. Ben de bu müzikleri topluyordum ve aklımdan ilk geçen “Aa benden başka bir salak daha varmış, onu arayayım,” oldu. Bülent’i aradım, hemen “tamam gelirim, bir şeyler yaparız,” dedi. 
Festivalde bir gece düzenledik ve hem onun koleksiyonundan hem benimkinden parçalar çalarak hoş bir aksam hazırladık. Salondaki atmosfer inanılmazdı. Üçüncü nesil arasından abartmıyorum, ağlayanlar oldu. 
“Böyle bir şey var ve biz bilmiyoruz; dedemin müziği, ben ilk defa duyuyorum…”
İkimiz, etkinliğin devamında müzik de yaptık, parçaların remixlerini hazırlamıştık, konuklar kurtlarını döktü.
O akşam orada Trikont Plak’tan birileri de varmış ve çok etkilenmişler. Derken onlarla anlaştık. Bu plağı hazırlamak tam iki yılımızı aldı çünkü o parçaların kaliteli kayıtlarını bulmak, izinlerini almak inanılmaz bir çaba gerektirdi.

İmran Ayata © Eugen Haller

Ata Canani’nin Parçası YouTube’ta Yirmi Dört Kez Dinlenmişti

Mesela Ata Canani’nin parçası YouTube’ta vardı ve yirmi dört kez dinlenmişti. Bir akşam Bülent’le konuşurken bu videoyu kaç defa izlediğini sordum. “Ben beş, altı kez izledim.” Altı da ben izledim on, on iki kez. Nasıl olabilir dedik, bu Buena Vista Social Club gibi bir proje değil ki…
Bizim bütün bu Songs of Gastarbeiter’in bütün bütçesi yedi yüz elli avroydu. Yani yaptıklarımız kendi çabalarımızla oldu. Projeye inancımız sonsuzdu. Bu yüzden de böyle çok büyük yankı getireceğinden ben bir hayli emindim.

Müzisyenlere Sahne Kurma Sevdası

Ayrıca hep bu müzisyenlere bir şekilde bir sahne kurma sevdamız vardı. Ben Berlin’e gittim Gurbetçi Rıza’yı buldum. Adam benim bir deli olduğumu zannetti. Kendisi 30, 40 yıl önce parasıyla birkaç yüz tane kaset basmış. Yıllar sonra Alman plak şirketinden çıkacağına inanamıyor. “Ya Rıza ağabey, olacak işte, sen gel yeter!” Biz onu Berlin’de bir kulüpte çıkardık. Onun orada çıkması benim için iki bin tane CD satılmasından daha önemliydi.

Biz daha pratik olur diye o zaman sadece Türkiyeli göçmenlerin müziğini aldık. Sonra bir yanlış anlaşma oldu. “Misafir işçiler sadece Türkiyeliler değildi ki,” diye. Şimdi nihayet, on yıl sonra, bu sefer Yunanistan, İtalya gibi ülkelerden gelenleri de kapsayacak şekilde bir albüm hazırlıyoruz. Ekim’de de Songs of Gastarbeiter Vol. 2 çıkıyor.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Bu Başlıkta Daha Fazla - #60JAHREMUSIK

Fikirlerinizi paylaşın