Duvar resimleri Paris’ten Cape Town’a Berlin’den Los Angelas’a dünyanın pek çok şehrinde yer alan Tel Avivli sanatçı Nir Peled, namıdiğer Pilpeled, İstanbul’a da imzasını bıraktı. Sokakları halihazırda birçok duvar resmine ev sahipliği yapan Kadıköy sokaklarına, “baykuş gözlü” çocuklarından birini 15 x 15 metre boyutunda çizdi.
Bu duvar resminin yanısıra, Black Flag Art Galeri’de 1 Ekim’e kadar görülebilecek olan ve sanatçının İstanbul’dan esinlenen eserlerinin de bulunduğu sergisinin açılışında, sokakta kendimize bir köşe bulup sohbet ettik.
S: Bu duvar resmini Kadıköy’de, burada yaptığın için nasıl hissediyorsun?
P: Burada olduğum için çok gururluyum. Her şeyden önce buradaki sanat sahnesini keşfetmek beni çok şaşırttı. Olup bitenler gerçekten çok havalı. Çok açık fikirli, yeni, genç yerel sanatçılarla tanıştım. Black Flag Art’taki çocuklar ailem gibi oldu.
Ön Yargıları Sanatla Aşmak
S: İsrail’den geldiğini söylediğinde ön yargılarla karşılaştığını ve bunları sanatla aşabileceğimize inandığını okudum.
P: Tam olarak öyle, beni en heyecanlandıran da bu. İsrail’in birçok sorunu var. Bu sorunlarla büyüdük ama artık İsrail’deki genç kuşak sanat yapmak, eğlenmek, sevdiği şeyleri yapmak ve seyahat etmek istiyor.
S: Türkiyeliler için de başka türlü önyargılar söz konusu oluyor, seni anlıyorum.
P: Burada tanıştığım kişilerle aynı dili konuşmasam bile güzel bağlar kurduğumu hissettim. Şu anda buradaki arkadaşlarımızı Tel Aviv’e götürüp onlara aynı deneyimi yaşatacak bir proje üzerinde çalışıyoruz.
S: Harika. Buradayken İstanbul’dan ilham alan işler ortaya koydun, “Türk Filmi” isimli işinde örneğin.
P: Doğru.
S: Peki, röportajımız istanbulberlin’de yer alacak, sen Berlin’de de duvar resmi yapmıştın.
Berlin’de En Sevdiğim Restoran Bir Türk Restoranı
P: Berlin’deki en sevdiğim restoran bir Türk restoranı, hani şu parka yakın olan…
S: Görlitzer Park mı?
P: Evet, köşesindeki, biliyor musun?
S: Sanırım hayır ama bir sonraki ziyaretim için bakacağım. İstanbul ve Berlin’deki sanat ortamını nasıl kıyaslarsın diye sormak istiyordum sana.
P: Burası çok daha havalı. Çünkü buraya gelmek yeni bir şeyler keşfetmek demek. Berlin’i herkes biliyor.
S: Gururum okşanmadı diyemem. Bir de çizdiğin çocuklardan bahsedelim istiyorum.
P: Onlarla ilgili çok şey söyleyebilirim. Yaptıkları jeste baykuş gözleri deniyor. Pozitif bakmakla ilgili. Çocuklara bayılırım, eskiden çocuklarla çalışıyordum. Siyah beyaz çalışıyorum ve bu bazen çok karamsar, çocuklar bunu yumuşatıyor. Ayrıca gözleri görmüyorsun, yani maske gibi. İnsanlar yalnızca izlemek yerine aynı jesti yaparak onlarla fotoğraf çekiniyor.
S: Eskiden resimlerin siyah beyaz değildi ama değil mi?
P: Evet, aslında bunu planlamamıştım. Artık bir markam var ve bu imzama dönüştü. İnsanlar renkli olsa resimlerini alırdım diyor bana ve açıklamakta zorlanıyorum. Ancak renkli resimler yapacağım zamanlar da gelecek.
S: Ben keskin ve basit olmasını sevdim.
P: Evet, basit olduğu doğru.
S: Bu röportaj için, İstanbul’a geldiğin ve şehrime bu duvar resmini hediye ettiğin için teşekkürler.