Aylar sonra ilk defa, geçtiğimiz hafta sonu, İstanbul’da sokağa çıkmak yasak değildi. “Yeni normal” diye anılan sürece girdiğimiz günlerde, Viyana’da yaşayan yazar Teresa Präauer, koronavirüsün etkileri üzerine yeni sorularla sürdürdüğüm soruşturmama katıldı.
Kapak görseli Copyright © Thomas Langdon
KUŞAKLAR SONRA, KORONAVİRÜS SALGININDAN NASIL SAĞ ÇIKTIĞINI SORAN GENÇ BİRİNE NE CEVAP VERİRDİN?
Virüs, genç bir yakın arkadaş ve meslektaşıma çok acı çektirmeseydi, belki de bu zaman süresince kendimi güvende hissedebilirdim. Ancak hastalığı çok kötü seyretti ve onu, kendi hayatımı, aile ve arkadaşlarımı düşünmek beni endişelendiriyordu.
Geleceği düşünmek biraz hüzün veriyordu. Şimdi hayat biraz daha canlı, yeniden arkadaşlarımızı ziyaret edebiliyoruz, devam ediyoruz.
Kız kardeşim bu süreçte hamileydi, yeğenim Mayıs sonunda doğdu. Sonbahar ya da önümüzdeki sene yeniden vaka sayısının artması beni gerçekten depresyona sürükler. Öte yandan, bir yazar olarak, evde ve kendi başıma çalışmaya alışkınım.
“YENİ NORMAL”DE YENİ KİTAP TRENDLERİ BEKLİYOR MUSUN?
Edebiyatta distopyanın sonu geldi. Çok gerçekçi. Belki evde bitki yetiştirmeye, karantinada hayatta kalmaya ve hayatın anlamına dair kitaplar çok daha kolay okunabilir.
Önümüzdeki bahar dönemlerinde koronavirüsün kendisinin tüm romanların parçası olmamasını umuyorum. Bu konudan bıkıp usandım.
PANDEMİ SIRASINDA KEYİF ALDIĞIN BİR PROJE OLDU MU?
Münih’teki RESIDENZTHEATER’ın oyunlarından çok keyif aldım. Dört adam bir oyunu sahneye koymadan nasıl üzerinde çalışmaya devam edebileceğiniz hakkında zoom üzerinden konferans ve konuşmalar yapıyordu. Hem komik hem gerçekti ve yaklaşımları gelişigüzel değildi.
EK SORU: GÖÇMEN KRİZİ VE ŞİMDİ KÜRESEL SALGIN SONRASI EV FİKRİ BÜYÜK DEĞİŞİME UĞRADI. “YAZAR EVİNİ YAZIDA İNŞA EDER” FİKRİYLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYORSUN?
Yazmak bir ev inşa eder. Fakat yine de yağmurdan korunmak için başının üzerinde bir çatıya ihtiyacın var.