Çocukluklarından beri birlikte müzik yapan Ozan Erverdi ve Tan Deliorman’ın funk-caz projesi The Kites grubunu Kundura Sahne’de düzenlenen Bir Yaz Gecesi Sahnesi’nde dinleme şansım oldu.
Grubun İstanbul’dan yükselen sesini Tan Deliorman ile telefonda konuştuk.

Kundura Sahne’de The Kites’ın sahne enerjisi epey yüksekti. İzleyiciler güneş batarken Tequila Sunset şarkısını dinleme şansı buldu.
Caza Yakın Hissediyoruz
S: Sizi hiç dinlememiş birine müziğinizi nasıl anlatırdınız?
T: Yani bilmiyorum ki nasıl anlatabiliriz. Herhalde funk, caz, rock karışımı falan öyle bir şeyler söyleyebiliriz.
S: Bu sınıflandırmalar biraz zorlama tabii ama eklektik bir müzik yapıyorsunuz. Müziğinizde saykodelik etkiler olduğunu düşünüyor musunuz?
T: Evet tabi kısım kısım eski şeyler var orada. Eskiden, Ozan’la birlikte, büyürken mesela Pink Floyd, Hendrix’i çok dinlemekten gelen bir şeyler. Ama daha ziyade, çok nadir caz elementleri kullansak da, his olarak daha caza yakınız. Rock’ın farklılıklarını biraz daha “jazzy” gibi hissediyoruz yaparken. Dinleyenler de öyle hissediyor.
Eski Müzikler Daha Kapsamlı ve Derindi
S: Evet. Peki saykodelik müzik neden böylesi popülerleşti sizce?
T: Herhalde insanlar, yeni ve tekdüzeleşmiş, sürekli onları küçümser gibi, kendini kelime kelime anlatılan müzikler yapıldığı için biraz sıkılmış olsa gerek. Eskiden yapılan müzikler daha kapsamlı ve daha derindi. Herhalde onun geri dönüşü bununla ilgili olabilir. İnsanlar tekdüzelikten biraz bıkmış olabilir.
S: İstanbul’daki bağımsız müzik sahnesini nasıl görüyorsunuz?
T: İstanbul’daki bağımsız müzik sahnesi aslında bayağı geniş açıldı. Özellikle son on yıldır. Pek piyasanın alışık olmadığı müzikler.
Yani aslında yelpaze geniş, her türlü müzik yapılıyor İstanbul’da. Bence bu çok güzel bir şey.
İstanbul Tam Da Her Şeyin Karışımı
S: Peki İstanbul’un bir sound’u olsaydı nasıl olurdu?
T: İstanbul’un sound’u olsaydı herhalde karmakarışık bir şey olurdu. O yüzden bilmiyorum. Aslında bizim yaptığımız şey de şey İstanbul’un sound’una dahil olabilir. İçinde her şey var. Arada bir yer olduğu için İstanbul, Doğu ile Batı’nın Avrupa ile Ortadoğu’nun ortasında, tam da her şeyin karışımı. Sadece müzikte değil her konuda böyle.
S: İstanbul’un müziğinizi beslediğini söyleyebilir misiniz?
T: Söyleyebilir miyiz bilmiyorum. Biz çünkü çok dâhil olan insanlar değiliz. Özellikle de Ozan. Ozan yurt dışında yaşamıştı, orada bir çok konsere gitmişti. Onların etkisi elbet vardır. Biz biraz izoleyiz aslında böyle diyebilirim.

The Kites Kundura Sahne performansından.
Bu şehir bizi etkileseydi daha panik atak müzik yapıyor olurduk. Daha karanlık bir müzik yapardık yani. Biz zaten işte şehrin o karanlık etkisinden kurtulmak için, kaçış için bu müziği yapıyoruz.
S: Sırada ne var?
T: Bildiğiniz gibi şu an tabi konser yapamıyoruz. Geçenlerde Beykoz Kundura’da çaldığımız, o da İstanbul’da seyirciyle, araba da olmadan, bir arada olunan ilkmiş galiba. Yavaş yavaş başlıyor bunlar ama o yüzden pek bir şey diyemeyeceğim. Çünkü şu an ortalık aslında müzik yapanlar için çok üzücü bir hâlde.
Bizim planlarımız arasında önceden yazdığımız şarkıların iki tanesini kaydetmek var. İkisini ya single olarak yayınlamayı düşünüyoruz. Şu anda bir albüm… aslında bir albüm yapacağız ama onu şu anda düşünmüyoruz. İki single yapıp da bir tanesini Türkiye’de birini de Fransa’da bir label’dan yayınlama ihtimalimiz var.

Ozan Erverdi ve Tan Deliorman